Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Archive for the ‘Beğendiklerim’ Category


9 ŞİDDETİNDEKİ DEPREMİN OLUŞTURDUĞU 38-METRELIK TSUNAMININ VERDİĞİ ZARARLARIN TELAFİSİ İÇİN JAPONLAR TEK YÜREK OLDU:   Şirketler ülkenin milli menfaatleri gereği hiçbir maddi kazancı olmadan, ücret almadan 24 saat boyunca, onlarca ay gönüllü olarak enkaz kaldırdılar, yaraların sarılması uzun yıllar sürdü.   Biz de ailecek ahde vefamızın gereği Depremzedelere, Tsunamizedelere, Değerli Komşularımıza ve ilaveten tüm Japonlara bir senelik sürede vuku bulan 36,000 civarındaki intiharların önlenmesi, en azından azaltılması, minimize edilmesi konusunda da programlar hazırlayarak yardımcı olabilmek için Hacı Hanımın Başkanlığında resmen kurduğumuz OIECS adındaki Vakfımızla, Derneğimizle 2011’den itibaren Japonya’daki faaliyetlerimize, Japonlara maddi ve manevi katkı ve desteklerimize resmen başladık, Allah (c.c.) gayretlerimizi hayırlarla neticelendirsin, muvaffak etsin (Amin).   1972’den itibaren ilk önce ben, sonra da aile fertlerimizle beraber, yarım asırdır yaşadığımız, gönlümüzü fetheden, Dünya ülkeleri arasında birinci derecede güvenli, medeni ülke, geleneklerine bağlı modern Japonlar ve yüzde 95 oranında İslami sıfatlarla, dürüst olarak, tevazu içinde yaşayan, gösterişten uzak profesyonel Japonlarla beraber ulaştığımız neticeden, medeni davranış ve uygulamalardan tamamiyle memnun olduk, tatmin olduk, mutlu olduk.   MEMNUNİYETİMİZİN VE MUTLULUĞUMUZUN İLELEBET DEVAMINI, TÜRKİYE’MİZİ VE İNSANLARIMIZI DA KAPSAR ŞEKİLDE CENAB-I HAK’TAN (C.C.) AİLECEK NİYAZ EDİYORUZ…

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Slayt sunumundaki fotoğraflarımın Telif Hakkı (Copyright) Ahmet Gevrek’e ve “Organization of International Economic and Culture Service, -Shadan Hojin- OIECS”e aittir. 

This slide presentation photos belong to Ahmet Gevrek and “Organization of International Economic and Culture Service, OIECS”.  

写真に関する著作権は Ahmet Gevrek 、一般社団法人国際経済文化支援機構(OIECS)に帰属します。スライドショウの写真の撮影及び使用を禁じます。ⒸOIECS Ahmet Gevrek, 20 April 2011 / TOKYO

Japonya’da ikamet edenYabancılara ve Japonlara cesitli hususlarda yardımcı olmak, fertlerin, bilhassa yabancilarin  sosyal hayatta karsilastiklari problemleri cozmeye calismak, deprem ve tsunami felaketine ugrayanlara yardim etmek, destek olmak, insanligin yararina gonullu hizmetlerde katkilarda bulunmak,  her sene Japonya’da intihar eden 36,000-40,000 kisinin hic degilse onlarca da olsa sayilarini azaltabilmek icin programlar yapmak, manevi degerlerin insana verecegi moral, kuvvet ve gucu isliyebilecek seminerler duzenlemek, diger hususlarda seminerler hazirlamak, ekonomik ve kültürel faaliyetlerde bulunmak,  gibi konulari hedef alan “Organization of International Economic and Culture Service”, OIECS’i, Japonya’daki Shadan Hojinimizi resmen kurduk, Japonya’daki depremzedelere ve tsunamizedelere resmen yardim edebilecegimizden, vazifemizi kismen de olsa yaptigimizdan mutluyuz Allah katinda.  Bizler Tokyo’da ikamet etmekteyiz, OIECS’i Tokyo, Japonya’da Hacı Eşimle ve gayretlerimizle 25 Mart gunu musluman olan ve Tahir adini koydugumuz Yoshio Uchide ile beraber resmen kurduk.   BIR JAPON VATANDASININ ALLAH’IN (C.C.)  TAKDIRIYLE VE IZNIYLE MUSLUMAN OLMASINA VE BUNA VESILE OLMAMIZA HACI ESIMLE BERABER PEK COK SEVINDIK.  BIR JAPONUN MUSLUMAN OLMASINA VESILE OLMAK COK GUZEL BIR DUYGU VE ALLAH’IN (C.C.) SEVDIGI BIR AMEL! 

9 ŞİDDETİNDEKİ DEPREMİN OLUŞTURDUĞU TSUNAMININ VERDİĞİ ZARARLARIN TELAFİSİ İÇİN JAPONLAR TEK YÜREK OLDU: Zararların kısmen giderilmesi uzun yıllar sürebilir, biz de ailecek Japonya’daki Depremzedelere, Tsunamizedelere, Değerli Komşularımıza OIECS’miz Kanalıyla Yardımlarımıza Resmen Başladık.  Allah (c.c.) muvaffak etsin.   İnşaat sektöründeki Japon şirketleri personeli makina ve teçhizatıyla beraber, etkilenen bölgelerde canla başla çalıştılar ve çalışmaktalar.  Öyle ki, çok sayıda Japon Şirketleri hiçbir maddi kazanç düşünmeden hatta kendi kaynaklarını harcamaktan çekinmeyerek, iflas etse de umursamayarak, 24 saat 365 gün personeline mesai yaptırarak, personel de ücret talep etmeden, karın tokluğuna çalışarak, Tsunaminin oluşturduğu enkazı bölgelerden kaldırmayı hedef edindiler, tebrik edilmesi ve ders alınması gereken çok değerli milli duygu neticesindeki hedefi tutturan uygulama!!!   İŞTE GERÇEK MEDENİYET VE MİLLİ MENFAATLER UĞRUNA ÜLKE SORUNLARIYLA GERÇEKTEN, SÖZDE DEĞİL, ÖZDE  İLGİLENMEK, TÜM GÜCÜYLE ÇALIŞMAK VE OLMASI GEREKEN VATANDAŞLIK MESULİYETİ BUNA DENİLİR!!!  GEÇ KALMADAN, JAPONLARDAN TOPYEKÜN DERS ALMAK MECBURİYETİNDEYİZ!!!

Ihtiyac icinde olan ve bu felaketten sag cikan JAPON Komsularimiza, Allah’in (c.c.) emri olarak, yardim etmemizi ve sizlerin de yardim etmenizi istememizi onemli bir vazifemiz olarak telakki etmekteyiz.   Allah’in (c.c.) emri olan bu dunyadaki vazifelerimizden birini, komsularimiza yardim olarak yapmis olmanin, yapmaya calismanin huzuru icindeyiz.  Hepimiz bu dunyada Allah’in (c.c.) verdigi vazifelerimizi mumkun mertebe yapalim ve huzurla yasayalim ve cennetde bulusalim hepberaber!  Gunumuze sukurler olsun.   

Ankara, Turkiye’den Prof. Dr. Faik Hocamizdan Mart 2011’de depremden hemen sonra 1,000 lira olarak kayda deger buyuk bir bagis aldik, bize ulasti, biz de ailecek kendi parasal katkilarimizla beraber bu yardimlari, bagislari felaket yerindeki hastaneye ve doktorlara buyuk ihtiyac duyulan ayni tibbi yardim olarak ulastirdik.  Allah kabul etsin (Amin).  ALLAH RAZI OLSUN BAGIS YAPANLARDAN!  27 Agustos 2012 gunune kadar 18 ay boyunca OIECS olarak depremzedelere, tsunamizedelere yaptigimiz bilhassa ayni yardimlar, bagislar icin ailecek tatmin olduk, Allah kabul etsin (Amin).  Boylece, Japon vatandaslarinin vergilerinden olusan Japonyada calistigim 29 senelik surede aldigim aylik maaslarimin bir kismini Japon komsularimiza vefa borcumuz olarak tsunamizedelere, ihtiyac sahiplerine ve Japonyaya geri verdigimizden memnunuz.  Komsuluk gorevlerimizi hic degilse kismen de olsa yaptik Allah`in (c.c.) takdiriyle.  Boyle bir felaketi insanlik alemine CENAB-I HAKK`in kiyametten once bir daha vermemesini diliyoruz Allah`dan (c.c.).  27 Agustos 2012 tarihi itibariyle buyuk  felaket tsunamiyi 18 ay geride birakmamiza ragmen, maalesef izdiraplar 18 ay icinde de dinmemis ve japonyanin o eski guzel turistik dogu sahilleri eski durumuna getirilememis ve okyanus sahiline yakin yerlerdeki onbinlerce tonluk cop yiginlari ancak yuzde otuz azaltilabilmis ve yuzde 70 lik cop yiginlari halen o okyanus sahillerinde mevcut!!!  Sahiller eski durumlarina 5-10 sene sonra getirilebilir mi, pek de mumkun degil!!!    Depremzedelerin, tsunamizedelerin senelerce ve yaslilarin ise muhtemelen olumlerine kadar komsulari olarak bizlerin, sizlerin yardimlariniza ihtiyaclari var.  Dunyanin her ulkesinden 15 saatte ulasilabilecek insanlar, bizlerden fiziken onbesbin kilometre uzakta da olsalar komsularimiz olmaktadir, kalplerinin seslerini isitebiliyoruz, bildiginiz gibi bilhassa islamiyette komsularimiza, Musluman olmayan komsularimiza karsi buyuk mesuliyetlerimiz var, komsuluk haklarinin da sinavini herkes olumlerinden sonra verecek, kacmak mumkun degil!!!

KURAN-I KERIM’DEKI AYETLERE GORE (EL-MUMTEHINE SURESI 60/8), KOMSULARIMIZ MUSRIK BILE OLSA, ONLARA YARDIM ETMEMIZ GEREKIYOR.  BURADA IHTIYAC ICINDE OLAN KOMSULARIMIZIN MUSRIK OLUP, OLMADIKLARINI VEYA BIZLERDEN DAHA USTUN OLUP OLMADIKLARINI DA SADECE BIZLERI YARATAN ALLAH (C.C.)  BILMEKTE, BIZLER BUNU BILEMEYIZ. TEMENNIMIZ, DILEGIMIZ ve DUALARIMIZ, BUGUN ITIBARIYLE SAG KALAN DEPREMZEDELERE VE TSUNAMIZEDELERE OLUMLERINDEN ONCE, ALLAH’IN (C.C.) ONLARA IMAN NASIP ETMESIDIR, ONLAR ICIN NIHAI TEK HEDEFIMIZ, ONLARA OLAN ASKIMIZ, ONLARIN IMANI KAZANARAK, IMANLI OLARAK OLMELERIDIR!!!   ONLARIN ELLERINDEN MUSLUMAN KOMSULARININ  TUTMASI, ONLARA AZ DA OLSA DESTEK OLUNMASI, ONLARIN YUZUNU BIRKAC SANIYE BILE OLSA GULUMSETEBILMEMIZ, ONLARI ISLAMIYETE YAKLASTIRACAK VE MUKAFAATLARLA DOLU EBEDI HAYATA ERISTIRECEKTIR ALLAH’IN (C.C.) TAKDIRIYLE.  KOMSULARIMIZIN SADECE PARASAL DESTEGE DEGIL, MANEVI DESTEKLERE DE IHTIYACLARI VAR!   PARASAL DESTEK VERMEK ISTEMIYENLER, MANEVI DESTEKLERDE COMERTCE BULUNABILIRLER BU SINAV DUNYASINDA ZAMAN GECMEDEN VE OLUME YAKALANMADAN ONCE!!!

JAPON HUKUMETI, JAPON DEVLETI ZENGIN, BIZIM YARDIMLARIMIZA JAPONLARIN VE JAPONYANIN IHTIYACLARI YOK DIYEMIYORUZ.  YAZIMIN SONRAKI PARAGRAFLARINDA BELIRTTIGIM GIBI EVI, ESYASI, DUKKANI, MAGAZASI, MARKETI, IS YERI, BAHCESI, TARLASI VELHASIL HERSEYI YOKOLANA JAPON HUKUMETI VEYA ELEKTRIK SIRKETI TAKRIBEN YIRMIBIN LIRA KADAR YARDIM YAPMAKTA.  

DUSUNEBILIYOR MUYUZ:  ONLARCA SENE BIR YERDE YASIYORSUNUZ VE HERSEYINIZ BIRKAC DAKIKA ICINDE SAATTEKI HIZI 500 Km OLAN COK KUVVETLI TSUNAMI DALGALARIYLA YOK OLUYOR.  BAZI YERLERDE TSUNAMI DALGALARI 38 METRE YUKSEKLIGE ERISMIS, YANI 9-10 KATLI BIR BINA YUKSEKLIGINDE!!!

DUSUNEBILIYOR MUYUZ:  TSUNAMI GELMEZDEN ONCE BIR AILENIN YEMEK SOFRASINDA 5-6 KISILIK AILE YEMEKLERINI YIMEKTE BIRKAC SAAT ONCE, TSUNAMIDEN SONRASI ISE 3-4 VEYA 2-3 KISI YAHUT TEK KISI GERIYE KALMIS O AILEDEN.  GERI KALANLARIN ARTIK YEMEKLERI DE YOK, EVLERI DE YOK VE YAKINLARININ CESETLERI DE YOK, KAYIP!!!

DUSUNEBILIYOR MUYUZ:  PATLAYAN NUKLEER SANTRAL MERKEZ OLMAK UZERE, YARICAPI 20-30 Km’lik bir ALANDA EVINIZ VAR, ISYERINIZ VAR, MESELA BUYUK BAS HAYVANLARINIZ VAR, YAHUT PIRINC TARLANIZ VAR.  EVINIZ YIKILMAMIS VE TSUNAMI DE SIZE ERISMEMIS.  FAKAT SIZE IYODIK RADYOSYON ERISMIS VE JAPON HUKUMETI SIZDEN EVLERINIZI, TARLANIZI, HAYVANLARINIZI MECBUREN TERKETMENIZI ISTIYOR.  GIRILMESI YASAK BU BOLGEDE KACAK KALANLARI YAKALARLARSA CEZA KESILIYOR VE ZORLA O ALANDAN DISARI CIKARTILIYORSUNUZ.   SIZ ONLARCA SENE YASADIGINIZ BOLGEDEN MECBUREN CIKARTILIYORSUNUZ, NEREYE GIDECEGINIZI BILMIYORSUNUZ.  VE CIKARTILDIGINIZ YERE DE RADYOAKTIF YAYILMA NEDENIYLE 50 SENE KADAR GIREMEMENIZ DE KUVVETLE MUHTEMEL.  CIKARTILDIGINIZ YERDEKI EVINIZ VEYA ISYERINIZ ICIN BANKADAN KREDI ALMISSANIZ, KREDI BORCUNUZU DA ODEYEMEMEKTESINIZ.  BU KISILERE JAPON HUKUMETI VEYA ELEKTRIK SIRKETININ KAYDA DEGER PARASAL YARDIMI DA YOK, CUNKU ONLARIN EVLERI YIKILMADI KI!  DURUM KISMI GERCEKLERLE BOYLE!!!    

CALISAN VE EVE PARA GETIREN KOCASI OLEN AILEDEN GERI KALANLAR VARSA, BU AILEYE DE YINE BIR CUZI YARDIM YAPILMAKTA!!!  10-20 BIN LIRAYLA BIR AILE SENELERCE DEGIL, SADECE BIRKAC AY GECINEBILIR!  

 

Vakfimiza, Dernegimize bagislarinizi yaparak, yardim etmenizi vazifemiz addederek bildiriyoruz.  Yardim etmenizi ilan etmezden haftalarca once, bize yardim etme vaadini bildiren ve ayni gun bu nakti yardimini hemen gerceklestiren Degerli Dostumuz Dr. Faik Hocamiza sukranlarimizi burada arz ediyoruz, Allah Razi olsun, tum yardimlari Allah’in bereketlendirmesini diliyoruz.  Faik hocamizin yardimlariyla beraber OICES olarak bu sefer gecici hastanedeki tsunamizedelere, depremzedelere sadece kendi imkanlarimizla takriben 680,000 Japon Yeni ayni yardimlar (tibbi malzeme, hijyenik maske, v.s.) yapabildik.  Vakfimizi kurma masraflari ve 5 gece, 6 gun aracla tsunami bolgelerine gidisimizin maliyeti de 520,000 Yene balig oldu.  Tsunamizede, depremzede Japon komsularimiza kismen de olsa ahde vefa borcumuzu yerine getirmeye calistik.   Allah (c.c.) kabul etsin.  Hastanede ve hastalar icin kullanilacak ayni yardimlarimizi verdigimiz Dr. Tadashi Nishizawa bilhassa 0.1 Mikronluk kaliteli maskeleri ve tibbi malzemeleri bagisladigimiz icin cok memnun oldular.  Bu doktor ile beraber cektirdigimiz resim de slayt sunumu icindedir ve yardimlarimizdan 2 kutusu slaytda goruluyor, gercekte ise 14 kutu olan hastanede kullanilacak cesitli tibbi malzemelerden ibaret yardimlarimizi teslim ettik.  OIECS yardimlarimiz genel olarak hastanede ve hastalarda kullanilabilecek urun ve malzemelerle, deprem bolgelerindeki ortamin (toplu yasanilan ortam, musterek kullanilan yerler, lavabo, tuvaletler v.s.) daha hijyenik, zararsiz veya az zararli bir hale getirilebilmesine yoneliktir. 

 

Daha onceki aylarda islamiyeti eşimle beraber, ailecek anlattigimiz ve 25 Mart 2011 gunu musluman olarak Tahir adini verdigimiz ve O.I.E.C.S vakfimizi beraber kurdugumuz Yoshio Uchide kardesimizle beraber Tokyo’dan kuzeye Tohoku bolgesine gittik, okyanusa bakan sahil boyunca acik olan yollarda kiyameti andiran felaketin blancosunu gozlerimizle uzulerek gorduk.  Yuzlerce kilometrelik sahillerden icerilere dogru kilometrelerce felaket goruntuleri ve etraftaki huzunlu insanlar bizi cok etkiledi!  Okyanus seviyesinden 40 metre yukseklikteki sahile yakin olan bolgeler KIL payi ile tsunaminin etkisinden kurtulmus durumda. Ancak etkilenmiyen fakat sahile yakin olan bolgelerde de sanki olum ruzgari esmekte. Yani evi tahrip olmamis olanlar bile oralarda bundan boyle yasamlarini devam ettiremezler gibi, psikolojik cokuntu buyuk!  Bugunlerde elektrigi, suyu ve gazi olmayan, tuvaleti tikali evlere tekrar altyapi getirilse, elektrik, su ve gaz baglansa, tuvalet akar duruma gelse de, oralarda artik yasanilamayacak gibi bir izlenim edindik. Kurulan gecici hastaneleri, hastalari, doktorlari ve toplu yasam merkezlerinde yasamaya calisanlari ziyaret ettik.  Bes gunluk yolculugumuzda takriben 1,500 km yol katettik. Bilhassa sahil boyundaki bazi yollardan, yolun yikilmasi, cokmesi nedeniyle geri donmek zorunda da kaldik. Bazi yerlerde yolun baglandigi kopruler yok olmus, oralarda yapilan gecici kopruleri kullandik.  Ayrica, terkedilmis trenleri gorduk, bu trenler bozulan demiryolu ve elektrik kesintisi nedenleriyle oldugu yerde beklemekte.   Yoldan takriben 8-10 metre yukseklikteki tren koprusunu de tsunami yikip goturmus, koprunun yikilmayan kismindaki 30-40 metre uzunlugundaki demiryolunu sokup, takriben 100 metre surukleyip yol kenarina indirmis.  Tsunaminin buyuk gucu ve 500 Km / saatlik inanilmaz hizi bunlari yapmakta.  Yolculugumuz esnasinda gorduklerimiz Dogu Japonya, Tohoku bolgesinde gercekten olmus olan bir KIYAMET!!!  KIYAMETIN PARCASI!!!  KIYAMETIN disinda baska bir kelimeyle gorduklerimizi ifade etmekten aciziz.  Yolculugumuz esnasinda yasadiklarimiz, hissettiklerimiz, gorduklerimiz ve duyduklarimizi bundan sonraki paragraflarda yazmaya calisacagim.

Bizleri cok uzen duygusal anlar yaşatan Tohoku’da duydugumuz aşagidaki iki gercegi burada veriyorum:

1. Yirmialti yaşindaki genc bir Japon bayan Tsunami dalgalari gelmeden once Belediyeden devamli anons yaparak, pekcok komşusunun yuksek yerlere kacmasini saglamis, ancak kendisi kacarsa anons yapacak kişi olmadigindan, anonsunu tsunami gelinceye kadar, son ana kadar kesmemiş, devam etmis.  Netice de Tsunami gelince anons birden kesilmiş ve genc kizi da tsunami surukleyip goturmuş. Bu bayanin cesedine ulaşilamadi ve aglamakli olan kizin huzunlu Annesine Japon hukumeti takdirname verdi.

2.  Onyedi (17) yaşlarindaki markette calişan genc bir kiz, 11 Mart gunu izinli olmasina ragmen, tsunami anonsunu duyunca ilkonce anne ve babasina yiyecek satinalmak icin caliştigi cukurdaki markete gitmis, fakat geri donememiş, onu da tsunami surukleyip goturmuş, onun da cesedi bulunamadi. 

TUM YARDIMLARINIZI, BAGISLARINIZI ALLAH’IN KABUL ETMESINI, BEREKETLENDIRMESINI, SIZLERE VE BIZLERE BU BAGISLARIN AHIRET HAYATINDA KATLARCA ODUL OLARAK GERI GELMESINI ALLAH’DAN (C.C.) NIYAZ EDIYORUZ.  SINAV DUNYASINDA KOMSULARIMIZA KARSI VAZIFELERIMIZIN HIC DEGILSE BIR KISMINI YAPABILMEMIZI, OBUR DUNYAYA GOTUREMIYECEGIMIZ PARALARIMIZI VAKIT GECMEDEN KOMSULARIMIZA BAGISLAYARAK, EN AZINDAN BU GAYE ICIN NEFISLERIMIZI KONTROL ALTINA ALABILMEMIZI, HEP BANA, HEP BANA DEMEMEMIZI VE IHTIYAC ICINDEKI KOMSULARIMIZI GERCEKTEN  GOREBILMEMIZI, ONLARI ALGILAYABILMEMIZI, ONLARI  HAYATTAYKEN DESTEKLIYEBILMEMIZI ALLAH’DAN BUTUN GONLUMUZCE DILIYORUZ. 

Deprem ve tsunami bolgelerine bir aracla 2 kisi olarak gidip, 6 gun boyunca 800’den fazla fotograf cektik.   Japonya’da Shadan Hojin olan OIECS’in 800’den den fazla fotoğrafları arasından sectigimiz 69 adet fotoğrafı Slayt Sunumunda kullandık.   Bizim de OIECS olarak desteklerde bulundugumuz “Japan Islamic Trust” ADINDAKI VAKIF KURULUSU, TOPLU YASAM MERKEZLERINDE VE OKULLARDA DEPREMZEDELERE, TSUNAMIZEDELERE VE OGRENCILERE BIRKAC GUNDE BIR SICAK YEMEK, CORBA, SALATA GIBI YIYECEK YARDIMLARINDA BULUNMAKTADIR.  KONSERVE YIYECEKLERDEN VE HERGUN EKMEK YEMEKTEN BIKAN DEPREMZEDELERE, TSUNAMIZEDELERE YAPILAN SICAK YEMEK YARDIMLARI COK MAKBULE GECMEKTEDIR.  SICAK YEMEKLERI GOREN VE TADANLAR, BIRAN BILE OLSA GULUMSIYEBILMEKTE VE GULUMSIYENLERI GORMEK DE BIZE COK BUYUK BIR HAZ VERMEKTEDIR.  

SICAK YEMEK VE SALATA  YARDIMLARININ SADECE BIR KISMINI GOSTEREN FOTOGRAFLARI DA SLAYT SUNUMUMUZA EKLEDIK.   BOYLECE, FELAKETTEN KURTULANLARIN BU GIDISLE COK UZUN SUREBILECEK YASAMLARININ KALITELERININ NE OLDUGUNU KISMEN DE OLSA ANLAMAK RESIMLERDEN MUMKUN.  RESIMLERIN ANLATTIKLARINI, KELIMELERLE IZAH EDEMEYIZ.  CEKILEN RESIMLER, ORALARIN KOKULARINI VEREMEDIKLERINDEN, RESIMLERIN DE IZAH EDEMEDIGI DAYANILMAZ DERECEDE COK AGIR KOKAN GECICI PORTATIF TUVALETLERE GITMEMEK ICIN, DEPREMZEDE, TSUNAMIZEDE KOMSULARIMIZIN SU ICMEDIKLERINI, OLMIYECEK KADAR SU ICTIKLERINI -AZ SU ICIMI NEDENIYLE OLUMLERIN DE OLDUGUNU- BURADA OZELLIKLE BELIRTMEK ISTERIM KI, COK BOYUTLU, GENIS ACILI BIR BAKISLA GERCEKLERI KISMEN DE OLSA HEPBERABER ZAMAN GECMEDEN ANLAYABILELIM.  VE KOMSULARIMIZA YARDIM ELLERIMIZI HEPBERABER UZATABILELIM.  

“RED CROSS” YARDIMLARINA ve OLABILECEK EN UFAK BIR “RED CROSS” FAALIYETINE 5 GECE, 6 GUNLUK YOLCULUGUMUZDA MAALESEF HIC RASTLAMAZKEN, GORDUGUMUZ TURKIYEMIZIN “IHH, iNSANi YARDIM VAKFI”SICAK YEMEK DAGITIM FAALIYETLERI FOTOGRAFLARINI ve POSTERINI DE SLAYT SUNUMUNA COK SEVINEREK VE DUYGULANARAK EKLEDIK.  GOZLEMLERIMIZE DAYANAN HAKLI NEDENLERLE, RED CROSS’a YARDIMLARINIZI HICBIR SEKILDE YAPMAMANIZI, YARDIMLARDA BULUNACAGINIZ ARACI KURULUSU, VAKFI IYICE ARASTIRARAK  SECMENIZI, ONEMLE ONERMEKTEYIZ.

RED CROSS HAKKI OLAN KIRMIZI KARTI DEPREMZEDELERDEN ALDI, ARTIK SAHAYA DA CIKMAMASI GEREKLI, ARTIK UTANMASI LAZIM.   ANCAK, JAPON TV KANALLARINDA DEGIL,  JAPONYADA YAYIN YAPAN CNN TV KANALINDA MAALESEF, RED CROSS’UN DEPREMZEDELER ICIN JAPONYA BANKALARINDAKI  HESAP NUMARALARININ 7-8 AY BOYUNCA YARDIM REKLAMLARIYLA JAPONLARA DUYURULDUGUNU IZLEYEREK UZULMEKTEYIZ!!!  

TSUNAMI BOLGELERINDE GEZDIGIMIZ YARDIM DEPOLARINDA RED CROSS MARKASI OLAN KUTULAR, KOLILER GOREMEDIK MAALESEF.  RED CROSS’A YAPILAN BU KADAR NAKTI YARDIM PARALARI NERELERE HARCANMAKTA, BILEMIYORUZ VE BURADA TEKRAR ILAN ETMEK ISTIYORUZ KI, RED CROSS’A YARDIMLARINIZI YAPMAYINIZ, YARDIMLAR YERINE ULASMAMAKTA VEYA YAPTIGINIZ YARDIMIN SADECE YUZDE 20-30’U HEDEFE ULASMAKTA, YUZDE 70-80 ULASMAMAKTADIR. 

(daha…)

Read Full Post »


Japonya’daki 9.0 buyuklugundeki depremin yasandigi 11 Mart 2011 gunu Ankaradaydim, her zaman ki gibi TV’yi acmadan japonyaya donus hazirliklari icindeydim. Arkadasim Saadet bey saat 10:00 sularinda telefon edip aglayarak Japonya’da deprem oldugunu, arkadaslarina telefon ediyor ama ulasamadigini TV’yi izlememi soyleyince cok sasirdim, uzuldum.  Hemen Esimin, oglumun ve kizimin cep telefonlarina ve ev telefonuna onlarca defa telefon ettim, ancak hicbiriyle irtibat kuramiyordum. Birara evimizin telefonunu caldirabildim ve telefon mesaja giriyordu, kimse telefona cikmadigindan, mesaja gecen telefon beni daha da cok uzmustu.  Neyse ki, ogleden sonra Turkiye saatiyle saat 14:00 sularinda (Japonya’da saat 21:00) yakin bir komsumuzu telefonla aradigimda, irtibat kurabildim, komsumuz bana kizimin bu komsuya yiyecek getirdigini ve en azindan kizima ve ogluma birsey olmadigini ogrenebildim.  12 Mart gunu Narita havaalani kapaliydi. 14 Mart’da oglen vakti ucagimiz Tokyo Narita havaalanina indi.  Trenler calismiyordu, havalani cok kalabalikti, herkes sessiz ve uzgundu, Japonlarin biribirlerine olan saygilari da herzamanki gibi ustlerdeydi.  Havaalaninda otobuse binebilmek icin 2,5 saat sira bekleyip, Shinjuku sehir merkezine 4 saatte ulasabildim.  Oglum beni shinjukudan alip arabasiyla eve getirdi.  11 Mart Cuma gunu esimin Tokyo Camisinde depreme yakalandigini ve saatlerce yuruyerek ve saatlerce bekleyip otobuse binerek, evimize gece saat 10:00 sularinda ulastigini ogrendim. Bugune kadar hergun birkac defa 3 veya 4 buyuklugundeki depremlerle Tokyo`da sallanmaktayiz.  Yuzlerce km uzakliktaki deprem merkezinde siddet 6 olsa da Tokyo da depremin siddeti azalmakta 3, 4, veya 5’e dusmekte.

Gonul ister ki, dualarimizla Yuce Yaratan’a yalvararak bu felaketten geriye kalan Japon komsularimiza, depremzedelere, tsunamizedelere Allah’in iman nasip etmesini ve obur dunyalarini  imanlariyla kurtarmalarini dileriz.  DUNYAMIZA VE INSANLARA ER-GEC GELECEK KIYAMETIN COK kucugu olan bu deprem, tsunami ve radyosyon karisimi felaket neticesinde ortaya cikan enerjinin ne yapabilecegini gozlerimizle gorduk, anladik.  Bunu goren dini olmayanlarin bile, artik Allah’in varligina inanmalari lazim.   

NITEKIM, BIRKAC GUN ONCE TV’DE JAPON EKONOMI BAKANI GAZETECILERIN, BASIN MENSUPLARININ SORULARINI SOYLE CEVAPLADI:  FUKUSHIMA NUKLEER SANTRALINDAKI KAZA ETKILERINI VE RADYOSYON SIZINTISINI AZALTMAK ICIN BUTUN IMKANLARIMIZLA SEFERBER OLDUK, GEREKENLERI YAPIYORUZ VE YAPACAGIZ.  FAKAT NETICENIN NASIL OLACAGINI BEN BILEMEM, ALLAH BILIR DIYORDU.  

Deprem ve tsunamiyle ilgili olarak Esime gelen mesajindaki iki (2) youtube’u yazimda yayimlamami istedi.  “JAPONYA’YA DUA EDELIM” baslikli bu youtube’u asagida okurlarimiza sunuyoruz.  Izlenen youtube’deki Japonca yazilardan sadece asagidaki dort (4) hususu Turkceye cevirdik.  Youtube’deki Japonca yazilari okuyup anlayan neseli biri bile iclenerek huzunlenmekte ve aglamakta!  Cunku bu yazilar ve seslenis sanki imanli japonlardan, imani olan insanlardan geliyor gibi.  Imansizlardan bu tur yazilar, hisler, sesler ve huzunler pek gelmez gibi:  

1. Bebegini emziren bir annenin depremden sonra korkudan sutu kesilmis!    Anne sut bulmak icin 11 Mart’in gecesinde marketlere gider, fakat tum gayretlerine ve cabalarina ragmen sut bulamaz.  Daha sonra sutu bulur. Buyuk depremden sonra da pek cok artci depremler olmaktadir.  Bunu soyleyen TV spikerinin canli yayin sirasinda sesi kesilir.  Her zaman sakin haber veren, heyecanlanmiyan tarafsiz TV spikerinin aglamakta oldugu fark edilir.  

2.  Deprem olunca iki yasindaki bir cocuk, ayakkabisini giyip ben depremi tevkif etmeye gidiyorum diyerek evinden disari cikmis! 

3.  Eski Japonya Basbakani Shigeru YOSHIDA’NIN 1957 SUBAT’INDA SAVUNMA AMACLI iLK ASKERLERIN UNIVERSITEDEN MEZUNIYETLERI TORENINDE YAPTIGI KONUSMA:  “SIZLER KAHRAMAN OLDUGUNUZ ZAMANLAR JAPONYA’NIN EN COK PROBLEMLI OLDUGU SON GUNLERIDIR.  YANI, SIZLER HER ZAMAN GOLGEDE KALACAKSINIZ, O ZAMAN ULUSUMUZ MUTLU OLUR, BU NEDENLE SABREDINIZ!  

4.  TSUNAMI GELMEDEN ONCE SESLE ALARM VERILDIGINDE BIR ASKERIN SIRTINDA IKI IHTIYAR KADINLA VE SAGINDA VE SOLUNDA BASKA IKI IHTIYARIN ELLERINDEN TUTUP, KOSAR ADIMLARLA, ONLARI YUKSEK YERE CIKARDI VE TSUNAMIDEN 4 KISIYI KURTARDI.  ASKERLER BOYLE CANLA, BASLA CALISTILAR, CALISIYORLAR!!!  SIMDI ESKI JAPON BASBAKANI’NIN SOYLEDIKLERINI HATIRLIYORUZ.  ASKERLER KAHRAMAN OLDU.  JAPONYA SIMDI TSUNAMI ILE BELIREN PROBLEMLERI COZMEYE CALISIYOR.  MESULIYETLERININ KATLARCASINI YAPAN JAPON ASKERLERINI KUTLARIZ, TEBRIK EDERIZ!!!

http://www.youtube.com/watch?v=ycRxtWHXOFA&feature=related
 

http://www.youtube.com/watch?v=IxUsgXCaVtc 

http://www.youtube.com/watch?v=5XxSxpP1Puw&feature=related

KILOMETRELERCE ACIKTA OKYANUSA TSUNAMININ SURUKLEDIGI BIR EV OKYANUSTAKI DALGALARLA BILINMEYEN BASKA YERLERE SURUKLENMEKTE

(daha…)

Read Full Post »


Italya’da nukleer elektrik santrali yok.  Almanya hukumeti nukleer santrallarini kapatarak cevreye ve insanliga zarari olmayan alternatif enerji, yenilenir enerji elektrik santrallarina gecisi gundeme getirdi.  RUZGAR GUCUYLE, DENIZ DALGALARI GUCUYLE, CEVREYE ZARARI OLMAYACAK (veya minimum zarar verecek) ALTERNATIF BIR SISTEMLE ELEKTRIK ENERJISI URETMEYI PLANLAMAKTALAR.  SON MODEL NUKLEER SANTRALLARI DA ARTIK ALMANYA ISTEMIYOR.  2022 YILINDA HICBIR NUKLEER SANTRAL KALMAYACAK ALMAN TOPRAKLARINDA!  INSANLIK ICIN NE KADAR IYI BIR KARARI DUNYADA ILK DEFA HIC BEKLEMEDIGIMIZ ALMANYA ALDI!  HAYIRLI OLSUN!   ABD’nin topraklari cok genis, abd yuzolcumu Japonya’nin onlarca kati.  Japonyanin diger enerji kaynaklari potansiyeli yuksek olmasina ragmen, bu potansiyellerin kullanilmayip, en  az abd’nin yarisi kadar nukleer elektrik gucune sahip olmasi tedavisi zor hastalikli bir durum.   Simdi Japonya tehlikenin farkina vardi, ve bundan boyle nukleer olmayan elektrik enerjisi kaynaklarina yoneliyor. 

Fukushima’daki Nukleer Santralin okyanusa akan radyosyonlu su sizintisi nedeniyle 300 metre mesafedeki okyanus suyunda normal olculerin binlerce kati radyoaktif iyot bulundu.  

Okyanus suyu 1 Nisan 2011 tarihi itibariyle yasal SINIRIN 4,385 KATI daha fazla radyoaktif iyot icermekte! 

BU PARAGRAFI 11 HAZIRAN 2011 GUNU YAZIMA ILAVE ETTIM:  Gunumuz haberlerine gore Fukushima Nukleer Santralindan 200 Km uzakta bulunan bolgelerin topraklarinda ve tarim urunlerinde de ihmal edilemiyecek seviyede iyodik radyosyon bulundu.   Bazi tarim urunleri yenilemiyor.  Ufak cocuklu pek cok aile cok tedirgin, cunku cocuklari kucuk yaslarda!  Gazete haberlerine gore bu aileler cocuklarini felaket bolgesinden 200 Km uzaklardaki toprakda bile oynatamiyorlar.  Japonlar iyi gunesli havalarda cocuklarinin parklardaki toprakla ve ince elenmis kumlarla oynamalarini tesvik etmekteydiler.  Ancak bu gunlerde cocuklarini varsa arabalariyla gezdirmekteler, cocuklarinin topraga oturmalarindan bile rahatsiz olmaktalar.   Bu gercekleri de bugunlerde duydugumdan, yazima ilave ettim. 

INSANLAR KENDI SONLARINI KENDI YAPTIKLARIYLA, YAPTIRIMLARIYLA GETIRIYORLAR, YANLIS YAPILANLARLA CEVRE FELAKETLERI BASLIYOR VE DUNYAMIZDA BASLADI BILE.  ZATEN KIYAMETIN GELMESINE VE HIZLANMASINA DA INSANLAR KENDI YAPTIKLARIYLA SEBEP OLMAKTALAR.  HAYVANLAR DEGIL, INSANLAR NEDEN OLMAKTA!!!  HERKES KENDI DEFTERINI KENDISI YAZIYOR!!!   BUGUNKU JAPONYA’YA VE JAPON HALKINA ACIMAKTAYIM!!!  (daha…)

Read Full Post »


27 Şubat 2011 günü, 28 Şubat’dan tam 14 yıl sonra vefat eden eski Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a Allahdan Rahmetler diliyoruz Türk Milleti olarak.  12 sene hapiste yatmasina ve partisinin 4 defa kapatilmasina ragmen, kendisini ve partisini destekliyenleri sokaga sürmemiştir.  Anti demokratik eylemcilere karşı son derece sabırlı, metanetli, nazik hareketleri ile 40 senelik siyasi tarihimize geçen büyük lider!  Ulusumuza bassaglığı diliyoruz.

28 Şubat’ta ne olmuştu?

KAYNAK  ZAMAN GAZETESI VE aa – 28 . 02. 2011 – 11:19

http://zaman.com.tr/multimedya.do?tur=video&aktifgaleri=9735&aktifsayfa=0&bolumno=1&aktifsayfaDetay=0&galeriDetayNo=9735&title=7-dakikada-28-subat-sureci

Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) 28 Şubat 1997’deki toplantısında alınan kararların üzerinden 14 yıl geçti. MGK tarihinin en uzun toplantısında alınan kararlar, yeni bir siyasi dönemin kapısını açtı.

Anadolu Ajansı arşivinden derlenen bilgilere göre, bazı çevrelerce ”postmodern darbe” olarak nitelenen ve yoğun tartışmalara neden olan 28 Şubata giden süreçte Türkiye, tarihinin en sıcak yıllarından birini 1997’de yaşadı. Necmettin Erbakan’ın başbakanlığında 28 Haziran 1996’da RP-DYP koalisyonu şeklinde kurulan 54. Hükümette, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak görev aldı.

3 Kasım 1996’da meydana gelen trafik kazasının ardından patlayan ”Susurluk” skandalıyla çalkalanan ülkede, Aczmendiler’in eylemleri de gündeme geldi.

Read Full Post »


ALLAH’A AŞIK tüm müslümanların AŞIK oldugu Sevgililerin Sevgilisi, ALLAH’a AŞIK ve biz insanlara AŞIK Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in doğum günü, Mevlid Kandilini Tüm İslam Alemi bugün 14 Şubat 2011 gününde kutlamakta.  Mevlid Kandilimiz hepimize kutlu olsun, mutluluklar getirsin.  Mubarek   günleri- mizin, kandillerimizin hepimize hayırlar, mutluluklar getirmesini CENAB-I HAKK’dan dileriz.

HAKİKİ AŞK

Sütunlar şeklinde saf mermerden dağı delerek Şirin’e kavuşmak için Ferhat gitti, eline kazma aldı.  Mermer dağı delmesi gerekmekte.  Var gücüyle kazmasını bir kere vurdu, tırnak kadar küçücük bir çapak koptu mermerden, o zaman dedi ki DAYAN FERHAT ÇOĞU GİTTİ AZI KALDI!

AŞK insanın kendisiyle Yaratan arasındaki direkt ilişkisini sağlayan en temel tabii bağlantılardan biridir.  ALLAH’IN TAKDİRİYLE GÖKLER AŞK üzerine yaratılmıştır, KAİNAT AŞK üzerine yaratılmıstır ve AŞK üzerine döner.  Ve KAİNAT ALLAH’ın takdir ettiği şekilde her geçen an genişlemektedir, velhasıl AŞK konusunda delil olacak pek çok gerçekler var ve bu deliller geçen zamanla da artış göstermekte.  Çünkü tecrübelerimize göre, daha önce bilemediklerimizi zaman geçtikçe bilir ve anlar duruma geliyoruz insan olarak aklımızı kullandığımızda…….

ALLAH’a olan AŞKIMIZIN geregini yaparak derecemizi yükselttikçe büyük manevi hazlar, zevkler almaya başlıyoruz.    AŞK daha işin ilk başında bile bir özdenlik duygusu vererek, sizi dininize bağlıyorsa, işinize bağlıyorsa, aşınıza bağlıyorsa, eşinize bağlıyorsa, çocuklarınıza bağlıyorsa, hayata bağlıyorsa, komşularınıza bağlıyorsa, insanlara bağlıyorsa, AŞIK olan bu insan sevdiği, saydığı ve yardım ettiği insanların problemleri altında yorulsa bile, bütün bu gerçek bağlılıklarında başarılıdır, mutludur, manevi zenginlikler ve manevi hazlar icindedir.  Böyle bir insan ibadetlerinden, çaba ve uğraşılarından bıkmaz, usanmaz ve yorulmak da bilmez!  Bunları yaşayabilmek için sözde değil, özde AŞIK olmak gerek! (daha…)

Read Full Post »


ULKEMIZDEKI MUSLUMAN KADININ, ISLAMIYETI SECMIS KADININ, ANAYASAMIZIN VERDIGI DINI OZGURLUK GEREGI VE SECTIGI ISLAMIYET DINININ GEREGI OLARAK SACLARINI GOSTERMEMEK ICIN BAŞINA ORTTUGU TURBANA KARISANLARA VE KENDINI SOZDE ILERICI GOSTERMEK ISTEYENLERE, GERCEKTE ILERICILIKLE ALAKASI OLMAYANLARA ATFEDEREK STAR YAZARI MURAT BIRSEL ve Christian Science Monitor Gazetesi’nin ilgili haberini BU YAZIYLA YAYIMLIYORUM.  YAZIDA HERSEY VAR, AYRICA YORUMA DA GEREK KALMIYOR:

Başkan Obama nasıl dua ediyor?

Star yazarı Murat Birsel A.B.D. Başkani Obama’nın “Dua günü” yaptığı duayı aktardı. İşte Türk basınında yer almayan kısımlarıyla BU DUA. 

Başkan Obama Müslüman (anlamayan gayrimüslim)

ABD Başkanı’nın “Dua Günü” münasebetiyle söyledikleri bizde genelde şöyle haber oldu:

ABD Başkanı Barack Obama, Mısır’da şiddetin sona ermesi için dua ettiğini söyledi. Yıllık Ulusal Dua Kahvaltısı’nda konuşan Obama, Mısır’da son 48 saatte artan şiddet olaylarının ABD tarafından dikkatle takip edildiğini dile getirdi.

Mısır halkının isteklerinin gerçekleşmesini umduğunu söyleyen Obama, “Mısır halkı ve tüm dünyanın üzerine daha iyi bir günün doğması’ dileğinde bulundu.

Oysa daha neler dedi neler…

– 12 yaşındaki kızı Malia için ettiği duayı anlattı kahvaltıda: “Allah’ım bu kız ilk kez danslı bir davete gidecek. Ben kızımı ilk dansına doğru giderken gördüğümde bana sabırlar ihsan et yarabbi. O davette mutlaka erkek çocuklar da olacak. Bizim kız oraya varana dek yol boyunca giydiği eteğin de boyu da uzasın inşallah… (Salondakilerden kahkahalar yükseliyor).

– Dualarımda tekrarladığım üç ana tema var:

1. Mücadele edenler için dua ediyorum. Mücadelelerinde onlara daha çok yardım edebilmek yolunda Allah’ın bana kolaylıklar göstermesini niyaz ediyorum.

2. “Tevazu” diyorum, eksik olmasın… (Salondan kahkahalar ve yüksek alkış) Karım sağ olsun, Tanrı bu duamı kabul etmiş olsa gerek ki, etrafı toplamaya yardım etmeyecek olsam uyarıyor, Pazar günü üçüncü maçı seyretmeye kalkışacak olsam işin gücün yok mu senin diye çıkışıyor. Bu ortamda da kibir pek barınamıyor zaten.

3. Bu dua aslında bütün duaları toplayan bir ortam… Allah’ın yolunda giderken ona daha yakın gelebilmenin yolunu açmasına ve bunu hayattaki en önemli ve öncelikli ödevim kılmasına dua ediyorum. Yani mesela sabah uyandığımda yataktan kalkmadan önce bekliyor, Allah’a yöneliyor ve ülkem ve halkım için en doğrusunu yapmak adına bana güç vermesini diliyorum. Ve akşam yattığımda uyumadan önce bekliyor, Allah’a yöneliyor ve günahlarımı affetmesi, ailemi ve Amerikan halkını esirgemesi için dua ediyor ve beni iradesinin icrasına aracı etmesini diliyorum.

***

Hala ikna olmayan varsa, son noktayı Christian Science Monitor Gazetesi’nin ilgili haberinden verelim (3 Şubat 2011):

(daha…)

Read Full Post »


The stats helpers at WordPress.com mulled over how this blog did in 2010, and here’s a high level summary of its overall blog health:

Healthy blog!

The Blog-Health-o-Meter™ reads Wow.

Crunchy numbers

Featured image

About 3 million people visit the Taj Mahal every year. This blog was viewed about 53,000 times in 2010. If it were the Taj Mahal, it would take about 6 days for that many people to see it.

In 2010, there were 31 new posts, growing the total archive of this blog to 119 posts.

The busiest day of the year was September 15th with 1,872 views. The most popular post that day was 27 Mayıs, Yüce TÜRK Ulusunun Demokrasi Şehiti Rahmetli ADNAN MENDERES’in dramı….

Attractions in 2010

These are the posts and pages that got the most views in 2010.

1

27 Mayıs, Yüce TÜRK Ulusunun Demokrasi Şehiti Rahmetli ADNAN MENDERES’in dramı… May 2007
17 comments

2

AFRİKALI KOMŞULARIMIZ ve ÇOCUKLARIMIZ YAŞAM MÜCADELESİNDE April 2007
138 comments

3

NAMAZ kılıyor musun? March 2008
6 comments

4

Vakit Akşam, Gün Ölmek Üzere June 2007
1 comment

5

KIBLEMİZİN HASSAS OLARAK TESBİTİ March 2008

(daha…)

Read Full Post »


Degerli Dostum Sami Şener’den aldigim Muharrem ayı ve  Aşure günü tebrik yazisini degerli okurlarimizla paylasmak istedim.   Bu vesile ile Aşure gününüz kutlu ve mutlu, insanlık âlemi için hayırlara vesile olmasını Sami Şener bey ile birlikte dileriz:

Bu yıl; (16.Aralık.2010 günü, 10.Muharrem.1432) Aşure günüdür.
 “Şehrullahi’l-Muharrem” yani “Allah’ın ayı Muharrem” olarak meşhur olan, ya da bilinen Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır.
Esasen, Allah’ın ayı, günü ve yılı olmaz, bu bize göre bir tanımdır, ancak Allah’ın rahmetine ermenin önemli bir fırsatı olduğu için Peygamberimiz tarafından bu şekilde ifade edilmiştir.
Hicrî Senenin ilk ayı olan Muharrem ayının 10. günü Âşure Günüdür. Muharrem ayının diğer aylar arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, Âşure Gününün de diğer günler içinde daha mübarek ve bereketli bir konumu bulunmaktadır.
Hadis kitaplarında geçtiğine göre ise, bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir. Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir:
1. Allah, Hz. Musa’ya (a.s.) Âşure Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşure Gününde demirlemiştir.
3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşure Günü kurtulmuştur.
4. Hz. Âdem’in (a.s.) tevbesi Âşure Günü kabul edilmiştir.
5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşure Günü çıkarılmıştır.
6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.
7. Hz. Davud’un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir.
8. Hz. İbrahim’in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
9. Hz. Yakub’un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf’un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.( Sahih-i Müslim Şerhi, 6:140)
Hz. Âişe’nın belirttiğine göre, Kabe’nin örtüsü daha önceleri Âşure gününde değiştirilirdi.
İşte böylesine mânalı ve kudsî hâdiselerin yıldönümü olan bu mübarek gün ve gece, Saadet Asrından beri Müslümanlarca hep kutlana gelmiştir. Bugünlerde ibadet için daha çok zaman ayırmışlar, başka günlere nisbetle daha fazla hayır hasenatta bulunmuşlardır. Çünkü, Cenab-ı Hakkın bugünlerde yapılan ibadetleri, edilen tövbeleri kabul edeceğine dair hadisler mevcuttur.
Âşure Gününde ilk akla gelen ibadet ise, oruç tutmaktır. Muharrem ayı ve Âşure Günü, Ehl-i Kitap olan Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da mukaddes sayılırdı. Nitekim Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Medine’ye hicret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını öğrendi.
“Bu ne orucudur?” diye sordu.
Yahudiler, “Bugün Allah’ın Musa’yı düşmanlarından kurtardığı Firavun’u boğdurduğu gündür. Hz. Musa (a.s.) şükür olarak bugün oruç tutmuştur” dediler.
Bunun üzerine Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselam da, “Biz, Musa’nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz” buyurdu ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da emretti.(İbn-ı Mâce, Siyam: 31.)
Aşûra günü yalnız ehl-i kitap arasında değil, Nuh Aleyhisselâmdan itibaren mukaddes olarak biliniyor, İslam öncesi Cahiliye dönemi Arapları arasında İbrahim Aleyhisselâmdan beri mukaddes bir gün olarak biliniyor ve oruç tutuluyordu.
 İbni Abbâs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem aşûre gününde oruç tuttu ve oruç tutmayı tavsiye etti. 
Buhârî, Savm 69; Müslim, Sıyâm 127, 128 (RS:1254)
Ebû Katâde radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e aşûre günü tutulan orucun kıymeti soruldu; o da:
“Geçmiş bir senenin günahlarına kefâret olur” buyurdu.
Müslim, Sıyâm 197. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 54; Tirmizî, Savm 48
İbni Abbâs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Gelecek seneye kadar yaşayacak olursam, muharrem ayının dokuzuncu günü oruç tutarım.”
Müslim, Sıyâm 134. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm 41 (RS:1256)
Resulullah Medine’ye hicret edince bu orucu devam ettirmiş ve başkalarına da emretti. Fakat Ramazan orucu farz kılınınca kendisi Âşûrâ gününde oruç tutmayı bıraktı. Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bugünde oruç tuttu, isteyen tutmadı.”  Buhari, Savm: 69.
Bir zat Peygamberimize geldi ve sordu:
“Ramazan’dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?”
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, “Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah’ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tövbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir” buyurdu.  (Tîrmizî. Savm: 40)
Yine Tirmizi’de de geçen bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Âşure Gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum.”  ( Tîrmizî. Savm: 47) (daha…)

Read Full Post »


Hayatı Yaşıyor mu, yoksa Seyrediyor musunuz?

Yaşanan hayat veya Seyredilen hayat, 

Kolay ve devamlilik arzeden bir soru size:  

Akşamları evde ne yapıyorsunuz?

Koltuğa uzanıp, hiç tanımadığınız Amerikali dedektiflerle, hiç tanımadığınız Amerikali haydutları mı kovalıyorsunuz?
Yoksa yerli dizilere kaptırıp hiç bilmediğiniz konaklarda yaşanan hayatları mı seyrediyor sunuz?

Dört saat televizyon seyretmenin sekiz saat çalışmak kadar beyni yorduğunu biliyor musunuz?

Sadece iki türlü hayat var:
1. Yaşanan hayat,
2. Seyredilen hayat,

Akşamlariniz televizyona kilitliyse, kilitlendiyse bilin ki,
Hayatı sadece seyrediyorsunuz!

Akşamları evde ne yapıyorsunuz? Akşamlarınızı nasıl geçiriyorsunuz?

“Pek çogu gibi biz de çekirdek çitlatip saatlerce televizyon izliyoruz” diyorsaniz,
durup bir düsünün;
dünyaya birkaç kez daha geleceginize mi inaniyorsunuz?
Böyle bir sey olsaydi, simdiki hayatimizin bir bölümünü ziyan etmek simdiki kadar aci sonuçlar dogurmayabilirdi belki.
Ne çare ki sadece tek bir hayatimiz var.
Bu da maalesef, çok kisa.
Ortalama altmis yilin yirmi yili uykuda geçiyor.
Kalan kirk yilin yirmi yili çocukluk, egitim, vesaire…

Son yirmi yili da ziyan edersek, bize yasanacak bir sey kalmaz.

Ankara’da komşuların biribirlerini ziyaret ettiklerinde hep beraber TV programi izlediklerine birkac defa şahit olmuştum.   Bu komşuyu ziyaret veya komşuyla hasbihal etmek degil de, TV izlemek olmakta gercekten.   Genelde Turkiye’deki vatandaşlarımızın cogunlugu TV’yi hergun birkac saatten az olmamak uzere izlemekteler.   TV gunduzleri de, akşamları da izlenmekte.

Evinize işten dondukten sonra akşamlarınızı cocuklarınıza ve ailenize degil de, televizyona veriyorsaniz, sayılı nefeslerinizden bir bölümünü çöpe atıyorsunuz demektir!

Çünkü televizyon izleyen kisi hayatta degildir, zira hiçbir sey yapmamakta, hiçbir deger üretmemektedir; bu da bir anlamda yasamamak sayilir veya yasadigini sanan ölüdür, ölü gibidir.  

Hatira defterine televizyon dizilerini yazamazsiniz. Oraya ancak seyrettiklerinizi degil, yasadiklarinizi yazabilirsiniz.
Her gün bir seyler yasamali ve bunlari deftere geçirerek gelecege tarih düsürmelisiniz.

Ne mi yapmali?…

1. Size birseyler kazandiran faydali kitaplari okuyun, ailecek sohbet edin, ibadet edin.

2. Aile baglarinin güçlenmesi, paylasacak seylerin çokluguyla mümkündür.  Aile icinde ne kadar çok sey paylasirsaniz aileniz o kadar güçlenecek, o kadar diri duracak ve mutlu olacaktir. Hele, kalabalik ailede cok seyler hepberaber paylasilirsa! (daha…)

Read Full Post »


BEREKET, az malın çok faydası olması, çok işe yaraması demektir. Az bir mal, bereketli olunca, çok kimsenin rahat etmesine, çok iyi işlerin yapılmasına yarar.  Bereketli olmayan çok mal vardır ki, sahibinin dünyada ve ahirette felaketine sebep olur.  O halde malın çok olmasını değil, bereketli olmasını istemelidir!

RIZK hiç değişmez, azalmaz ve çoğalmaz. Hicbir kimse bir diger kimsenin rızkını yiyemez.  Yanyana bulunan iki mağaza ayni urunleri pazarliyorsa ve mağazanin biri diğerine gore on (10) kat fazla ciro yaptiysa, az satan mağazanın sahibi komsu mağazanın kendi mağazasında çalışanların ve kendisinin de RIZKLARINI alıp gotürdüğünü veya çaldigini iddia edemez, bu doğru olmaz, gercek olmaz, herkes kendi rızkını almakta ve yimekte!  Başka bir alternatif yok!!!  Hatta, hayvanlar bile ve daha otesi mikroskopik skaladaki yaratıklar bile, mikroplar ve bakteriler bile, ve mikroskop altında gorunemiyen canlı varlıkların bile kendi RIZKLARINI yimekte olduklarına inanıyorum.  

RIZK konusunda tekrar insanlara donelim:  Hiç kimse kendi RIZKINI yiyip bitirmeden ölmez. Bir kimse, Allahü Teala emrettiği için çalışır, rızkını helal yoldan ararsa, ezelde belli olan rızkına kavuşur.  Bu RIZK, ona bereketli olur. Eğer, rızkını Cenab-I Hakk’in yasak ettiği yerlerde ararsa, yine ezelde ayrılmış olan o belli rızka kavuşur. Fakat, bu RIZK ona hayırsız, bereketsiz olur.  Rızkına kavuşmak için kazandığı günahlar da, onu felaketlere sürükler.

Nefsimizin arzu ettigi, emek vererek, terliyerek zamanla elde ettigimiz pozitif, yasal (legal) bir getiriyi, helal kazancimizi, veya aldigimiz bir mukafaati kendimize degil de akrabamiz bile olmayan  fakat buna ihtiyaci olan herhangibir komsumuza, bir arkadasimiza veya tanimadigimiz birine hicbir menfaat beklemeksizin ve dusunmeksizin, seve, seve gonulden verebiliyor muyuz?  Hatta verdigimizi belli etmeden gizlice verebiliyor muyuz?  Ayni sekilde herhangibir komsumuz veya tanimadigimiz biri de boyle bir kazancini kendi almayip, hicbir menfaat beklemeksizin ihtiyaci olan baska birine gizlice verebiliyor mu?  Boyle bir cemiyette yasiyorsak, boyle komsularimiz varsa, boyle arkadaslarimiz veya tanimadiklarimiz varsa, ne mutlu bizlere!!!  Eger boyle degilse, insan olarak yaratilmis oldugumuzdan, hedefimiz bu olmali, oyle degil mi??? 

Maddiyata ve paraya cok onem veren karnı tok olsa da, gözleri aç günümüz insanlarının bir kısmıyla ruhumuz ve canımız son derece sıkılmakta!  ölmeden önce daha bu sınav  dünyasındayken, sonraki paragraflarda bahsi gececek Halil ve Ibrahim kalitesindeki gercek dostlarımızı bulmamız ve bir muddet de olsa bu dostlarmizla aynı ölculerde yasamak ne kadar guzel.  Boylece, bu dünyada ve öldükten sonraki sınavda da basarılı olarak iki Cihan Saadetine erismemiz ve Halil-Ibrahim kalitesindeki milletimizin katkısıyla dünya uzerinde bir numaralı super güc haline gelen bir ülke olabilmemiz, Allah’dan dileğim olmakta! 

Bankalar teminat vermese bile, Musluman musluman kardesinin ve komsusunun maddi ve manevi yonlerden destek vererek elinden tutmali, ona destek olmali ve elinden tutulan da bunu istismar etmemeli, buna layik olabilmeli ve bir muddet sonra kendi, kendine yeterli potansiyele eristiginde, o da baskalarina destek olabilmeli, baskalarinin elinden tutabilmeli. Yahudiler, yahudi olarak, gayri-Muslimler, dinsizler islamiyetin sifatlarini benimseyip alarak, bu sifatlara gore icraat yapip yasiyorlar.  Yahudiler, Musluman olmayanlar, islami yonden biribirlerini gözetirken, biribirlerinin menfaatlerini korurlarken, biribirlerine verdikleri sozlerinde dururlarken, biribirleriyle borc alma ve vermeleri anlasmalarina gore vadelerini gecirmeden yapmaktalar ve ticari ortakliklardaki guvenilirliklerini ve kalitelerini yukseltmekteler.  Ancak, yahudiler kendi aralarinda biribirlerini korurlarken, yahudi olmayanlara da ve bilhassa Filistinde yaptiklari hepimizce malum!  Bu da dinsizlere, kitapsizlara degil, yahudilere mahsus olan ve algilanabilen elem verici onemli bir husus.  Dini olmayan dinsiz / kitapsiz Japonlarin cogu da Islamiyetin geregini sanki muslumanlarmis gibi hem Japonlara ve hem de Japon olmayanlara acikca ve nezihce, etiklikle yapmaktalar, gostermekteler, islami sifatlari tasimaktalar!  Neticede tabii zenginliklerden mahrum kucucuk ada ulkesi Japonya’nin yuzolcumu Turkiyenin uctebiri kadar olmasina ragmen, yuzolcumunun yaridan cogu yerlesime musait olmayan daglik bolge olan Japonya’yi durust calisan Japonlar dunyanin en ileri ilk 4 ulkesi arasina sokabilmekteler.  1945’lerde Ikinci Dunya harbinde harabeye donen ve altyapisi yokolan Japonya’yi Sovyetler Birligi’nin ve ABD’nin isgal ettiklerini unutmayalim.  Bugunku ABD’nin de Japonya’yi bu zamana kadar ekonomik ve politik yonlerden somurdugunu ve somurmeye devam ettigini ve bu sartlar altinda Japonya’nin Dunya’nin ilk 4 ulkesi arasinda oldugunu da unutmayalim.  Durust calismalari ve tembel olmamalari nedeniyle, onlar dinsiz olmasina ragmen Allah onlarin gayretlerini, yaptiklarini bu dunyada bosa cikartmamakta, onlari bu dunyada gayretli yaptiklariyla odullendirmekte, yaptiklarinin karsiligini bu dunyada dinsizlere de vermekte Yuce Yaratan!

Muslumanlar arasinda, akraba-olmayan ortaklardan olusan ve ortaklarini kandirmayan, gittikce guclenen ortakliklar maalesef yok denilecek kadar cok az, olmasi gereken yogunlugun belki yuzde biri kadar.  Basarili ortakliklarin cogu aile sirketleri olmakta!  ilkbaslangicta Musluman ortaklar mevcut, ama zaman gectikce genelde bu ortaklik carki sadece bir ortaga menfaat saglayarak donmeye basliyor ve diger ortaklar magdur ediliyor, ortakliktan ayrilmaya zorlaniyor ve nitekim ayriliyorlar.  Alinan borclar, borclunun imkani olmasina ragmen keyfen kasitli olarak odenmemektedir.  Ev sahibi olarak kiraya verdiginiz evinizin kirasini bile alamadiginiz oluyor.  Borc alan borcunu odemiyor, odese de soz verdigi vadesinde borcunu odemiyor.  Bu olumsuz uygulamalar bizleri biribirimizden uzaklastirarak, korkar, cekinir duruma getiriyor.  Parali oldugu bilinen birine, pek cok kisi kandirici senaryolar yaparak yaklasip, zenginin paralarini gasp etmeye calisiyor maalesef.  Bu olumsuz uygulamalari yapanlar bunun hesabini da er-gec mutlaka verecekler.  Herkes kendi defterini kendisi omru boyunca yazmakta.

Eger Islamiyeti secmis biriysek, Islamiyete tam yakisir sifatlarla birer musluman olarak yasamamizi, dunyadaki sayili gunlerimizde bu hedefe dogru hizla ilerlememizi ve bu gayret icinde olmamizi Cenab-I Hakk’dan dilemekteyim.  Bu yazidaki Halil ve Ibrahime cok imrenerek, onlar gibi yasamamizi, onlar gibi yapmamizi dilemekteyim.

Burada, esas BEREKET konumuza giriyorum:  HALIL ve IBRAHIM adinda iki (2) islam kardesinin biribirilerinin menfaatlerini nasil koruduklarini, biribirlerini nasil dusunduklerini, biribirlerini nasil desteklediklerini, ve bunlari biribirinden nasil saklayarak yaptiklarini, nefislerini nasil kontrol altina aldiklarini ve bunlari izleyen, kayiteden ALLAH’IN onlara nasil bir BEREKET nasip ettigini, buradaki BEREKET yazisindan beraberce okuyalim.  Bunlar iki kisi degil de 2010’larda butun milletimize, her ferde indirgendiginde, milletce nasil bir maddi ve manevi dayanismamiz, ferahligimiz olacak, biribirlerimiz arasinda nasil bir komsuluk tesis edilmis olacak ve hangi derecede / kuvvette maddi-manevi milli gucumuz olacak?  Bunlarin buyukluklerini, evsaflarini kalitatif ve kantitatif degerlerini tahayyul edebiliyor muyuz?

Simdi, hepberaber ders alacagimiz yaziyi sunuyorum:  Vaktiyle birbirini Allah için çok seven yaşları farklı Islam kardesi iki müslüman varmış.

Büyüğü Halil.

Küçüğü ise İbrahim…

Halil, evli çocuklu.

İbrahim ise bekârmış…

Ortak bir tarlaları varmış ikisinin…

Ne mahsul çıkarsa, ikiye pay ederlermiş.

Bununla geçinip giderlermiş…

Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı.

İkiye ayırmışlar.

İş kalmış taşımaya.

Halil, bir teklif yapmış :

İbrahim kardeşim; Ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle.

Peki, demiş İbrahim…

Ve Halil gitmiş çuval getirmeye… .

O gidince, düşünmüş İbrahim:

Halil evli, çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine

Böyle demiş ve

Kendi payından bir miktar atmış onunkine…

Az sonra Halil çıkagelmiş.

Haydi İbrahim. Demiş, önce sen doldur da taşı ambara.

Peki Halil abi.

 

İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola.

O gidince, Halil düşünür bu defa:

Der ki:

Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var.

Ama arkadasim bekâr.

O daha çalışıp, para biriktirecek. Ev kurup evlenecek.

Böyle düşünerek,

Kendi payından atar onunkine birkaç kürek.

Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atar onunkine.

Bu, böyle sürüp gider. (daha…)

Read Full Post »

Older Posts »